8 Haziran 2009 , Pazartesi
Günümüzde özel sektörün dünyanın ve insanlığın geleceği için hayata geçireceği toplumsal sorumluluk ve sürdürülebilir kalkınma projeleri büyük önem taşıyor. TÜHİD’in konuğu olan Novartis Sürdürülebilir Kalkınma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Klaus Leisinger, “İletişimin Sürdürülebilirliği” başlıklı konferansta, iş dünyasına önemli tavsiyelerde bulundu.
Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD) Konferansları’nın ikincisi 5 Haziran 2009 tarihinde Hyatt Regency Otel’de gerçekleştirildi. Toplumsal sorumluluk alanında dünya çapında çok sayıda projeyi hayata geçiren ve Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Baş Danışmanı olan Novartis Sürdürülebilir Kalkınma Vakfı Başkanı Prof. Dr. Klaus Leisinger’in konuşmacı olduğu konferansa, iletişim sektörü temsilcileri ve basın mensupları katıldı.
TÜHİD Başkanı Fügen Toksü, yaptığı açılış konuşmasında ikincisini gerçekleştirdikleri TÜHİD konferanslarının iletişim sektörüne katma değer sağladığını ve bu etkinliklerin devam edeceğini belirtti. Toksü, “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramının, bir şirketin kurumsal davranış biçimini ve kimliğini, buna bağlı olarak da şirketin ulusal ve uluslararası pazarlardaki itibarını sorgulattığını belirtti. İDA ve TÜHİD’İn ortaklaşa gerçekleştirdikleri “2.İletişim Hizmetleri Algılama Araştırması”nın sonuçlarından da bahseden Toksü, İş hedeflerine ulaşmada en önemli 7 iletişim hizmeti sıralamasında ilk sırada Kurumsal İtibar yönetiminin geldiğinin altını çizdi. Araştırmanın çarpıcı sonuçları arasında, iletişim danışmanlarından son iki yıldır en fazla talep edilen hizmetler içinde ikinci sırayı Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramının yer aldığı, 2 yıl sonra önemli olacak iletişim hizmetleri sıralamasında ilk sırada itibar yönetimi, altıncı sırada kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları yer aldığını, şirketiniz kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetinde bulunuyor mu sorusuna yöneticilerin %74’ünün evet cevabı verdiğini belirtti.
“Şirketler dünyanın gerçeklerine uygun çözümler üretmeden itibar kazanamaz”
Prof. Dr. Leisinger’i kürsüye davet eden Fügen Toksü Leisinger, ekonomik kriz dönemlerinde kurumsal sosyal sorumluluğun önem kazandığına ve şirketlerin toplumsal sorumluluğa daha çok yatırım yaparak sürdürülebilir kalkınmaya daha fazla önem vermeleri gerektiğini belirtti. Leisinger, dünyada fakirlik ve geri kalmışlık göstergelerine değinerek, dünya nüfusunun en zengin yüzde 20’sinin toplam gelirin yüzde 85’ini alırken, dünya nüfusunun en fakir yüzde 20’si toplam gelirin yüzde 1,4’ünü paylaştığını söyledi. Bununla beraber, günümüzde 2 buçuk milyar insanın günlük gelirinin, 2 doların altında olduğunu ifade eden Leisinger, tüm dünyada ortalama yaşam süresi giderek uzarken Afrika’nın fakir ülkelerinde bu sürenin 45 yaşın altında seyrettiğine dikkat çekti. Leisinger, dünyada her yıl 500 binden fazla kadının doğum esnasında yaşamını yitirdiğini ve yılda 10 milyondan fazla çocuğun önlenebilir ya da tedavi edilebilir hastalıklardan dolayı öldüğünü söyledi. Bu veriler ışığında, şirketlerin, öncelikle her alanda olduğu gibi toplumsal sorumluluk alanında da yasal zorunluluklarını yerine getirmelerinin zamanla bunun ötesine geçerek bu alanda katma değer yaratmalarının ve sürdürülebilir kalkınma projeleri üreterek, bunlara liderlik etmelerinin kurumsal itibarın ön koşulu olduğunu ifade etti.
Leisinger konuşmasında, Birleşmiş Milletler Evrensel Sözleşmesi’nden de alıntılar yaparak “iş dünyası insan haklarını desteklemeli ve saygı duymalıdır. İnsan hakları, ihlal ve suiistimal edilmemelidir. Çıkış noktası ne olursa olsun, işte ayrımcılık, insan haklarına aykırıdır ve bu insanların yetenekleri ile verimlilikleri açısından olumsuz sonuçlar doğurur ve kurumların başarısına engel olur” dedi.
Leisinger, konuşmasında sorumlu bir kurumun özelliklerine de değindi. Kurumların toplumla aralarında tam bir uyum sağlaması gerektiğini söyleyen Leisinger şöyle devam etti: “Kurumlar herhangi bir konuda kriz olasılıklarını en aza indirmeli, yasal, finansal ve itibara dayalı riskleri olabildiğince ortadan kaldırmalı, çalışanlarını memnun etmeli, daha iyi çalışanlar, daha önemli müşteriler ve doğru yatırımcılar için kurumun çekiciliğini artırmalı, topluma faydalı ve özerk bir yapıya sahip olmalıdır.” Leisinger verdiği konferansı, Mahatma Gandhi’den alıntı yaparak, “Dünyanın değişmesini istiyorsan, değişim sen ol” sözüyle noktaladı.
Aralarında Harvard Üniversitesi’nin de bulunduğu dünyanın en önemli üniversitelerinde dersler veren Leisinger’in Başkanı olduğu Novartis Sürdürülebilir Kalkınma Vakfı, 25 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Şu anda Afrika ve Hint Yarımadasında sağlık alanında dokuz büyük toplumsal sorumluluk projesi yürüten Vakfın yıllık bütçesi 10 milyar İsviçre Frangı.
Etiketler: TÜHİD Klaus Leisinger